top of page

 

NiC’OLDU

Din-i İslam sahibi şaştı biçare

Ehl-i küffar elinde kaldı esare

Lütf-i Hak’tan özge yoktur mudare

Din yoluna salip-kıran nic’oldu

***

Ülkelerin pay pay oldu küffara

İngiliz, Fransız, Yunan, Bulgar’a

Bütün terk ettik de çıktık kenara

Hani Yıldız Köşkün Çırağannic’oldu

***

Hutbelerde Âli Osman anılmaz

Bu yaramız haşre değin sarılmaz

Kul senin mülk senindir bi-enbaz

Fütühat yolların açan nic’oldu

***

Altı yüz senelik tahtın sultanı

Terk ettik milleti mülkü vatanı

Muazzam şahinşah Âli-Osman’ı

Hani bunca şahin şahan nic’oldu

***

Sene bin üç yüz kırkına geldi

Takdiri-i mukadder yerini buldu

Osmanlı Devleti münkariz oldu

Bozuldu o şöhreti şan nic’oldu

***

Munsif ol Sultanım gücenme bana

Hitam-i saltanat yazılmış sana

Takdir-i yezdan’ın emri var buna

Hani Sıddık Faruk Osman nic’oldu

***

Hani Şah-ı merdan Haydar-ı kerrar

Hani Hasan Hüseyin seyyidü’l abrar

Hani Ali Aba Bağdat şehr-i yar

Hani Yezid ile Mervan nic’oldu

***

Hani Cemşid-i Dahhak hani kahraman

Hani Hüsrevan hani Nuşirevan

Hani Yusuf Davut hani Süleyman

Kaflara hükmeden sultan nic’oldu

***

Nice şahlar geldi olunmaz dadak

Hani Keykavus şah hani Keykubad

Hani Behram kör Şeddad İbn-i Ad

Hani Firavun ile Haman nic’oldu

***

Din İslam milleti çekmekte ahı

Ashab-ı şüheda giydi siyahı

Gönder aslan’ını âlem penahı

Hayberin kapısın açan nic’oldu

***

Bağdat’ı Basra’yı verdik biçare

Hani Musul hani Kutü’l ammara

Hani Hille hani Deşt-i Kerbela

Hani Hicaz ile Yemen nic'oldu

***

Sözüme kulak tut ey Âli Osmanoğlu

Senden evvel tahta geçen nic'oldu

Her biri devrinde kırdı küffarı

İslam diyarını açan nic’oldu

***

Sekiz ordu silah-endaz dururdu

Karada denizde hükmün yürürdü

Ecnebi düşmanlar haraç verirdi

Hani o saltanat o şan nic’oldu

***

Hükmün yürür idi karaya ağa

Yemene Hicaz'a Şam'a Irak’a

Kafkas’a Gürcü’ye sahraya dağa

Hani Rumeli Fizan nic’oldu

***

Hani Trablusgarp hani Bingazi

Unuttun mu Selanik’le Şiraz’ı

Küffara terk ettik Kara Deniz’i

Hani sevahiller liman nic’oldu

***

Hani Bosna Hersek hani ya Girit

Hani Kudüs-i Şerif Şam ile Beyrut

Haleb-î Şehba’da var mı bir umut

Hani bunca Arap urban nic’oldu

***

Denizlerde gemilerin yüzerdi

Ser kâtipler Hatt-ı Hümayun yazardı

Ecnebiler satvetinden bezerdi

Kılıcın üst başa asan nic’oldu

***

Kışlalarda kırmızı fesler oynardı

Mutfaklarda türlü ta’am kaynardı

Çok yaşa sesinden dağlar inlerdi

Hani o ihtişam unvan nic’oldu

***

Bu dünyada kimse kalmaz payidar

Gerek mümin olsun gerekse küffar

El-melikül ahir vahi dul kahhar

Hatemül Enbiya Zişan nic’oldu

***

Hani Feridun Şah hani İskender

Hani Kesra Hirakil hani Kayser

Hani İsfendiyar Rüstem bin Zal

Hani Nemrud bin Kenan nic’oldu

***

Riyaset tahtına avam oturdu

Hürriyet diyerek kanun getirdi

Bütün millet doğru yolu yitirdi

Şeriat kapısını açan nic’oldu

***

İsmi Hacı Hoca kelamı tamam

Olduğu cemaate olurdu imam

Hıfz etmiş Kuran’ı ederdi Hitam

Evliya misali Hoca’ m nic’oldu

HACİ HOCA (SANDI)

 

DİLİMİZ

Hindiye "culluk" kedi ise "pissik"

Bahçeye “çevlik” bulgura da “hedik”

Cam kırığı “cıncık” Tavuğa “ferik”

İt, köpek yavrusuna “enik” Derik biz

***

Çıplağa “cılbak” gediğe de “sındak”

Mantara “göbelek” keneye "kırşak"

Uzak yere “yırak” Etrafa “gırak”

Bir çeşit tatlımız var “şıllık” Derik biz

***

Aileye “horanta” hanıma “ayel”

Susuz tarla “deşti” ırgata “fael”

Az önceye “bayak” nasıla “neşel”

Mızıkçılığa da “zuallik” Derik biz

***

Çirkine “yavan” dükkâna da “düven”

Patlıcana “balcan”  kepire “felhen”

Fincana “fılcan” oluğa da “çörten”

Tahterevalliye “hangel hoç” Derik biz

***

Yamaca “annaç” merdivene “dereç”

Başı açık “dolbak” saçağa “siyeç”

Şişmana “tavlı” kekemeye “kekeç”

Yaramaz çocuklara “çelet” Derik biz

***

Adil Şan’ım daha var saymadığım

Türkmen lehçesidir bu anlattığım

Gözümde tüter toprağım bağım

Özlem, hasrete “göresedik” Derik biz

ADİL ŞAN (KALKIM)

 

 

BARAKLI KIZ

Beyn ciribis amarne.

Yavallom me şüftum gazelne

Eni dezzeyt mektup ma carne.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

Yigulun asılha barak.

Humma yizra alfırat "gavak".

Habibeti / gelin olmuş yüzünde duvak.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

Galitli helek mineyn.

Gultilhe eni min ’’ağdaş’’ min beyt eynin

Beyt eynen humma sabuni bil ayn.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

Galitli helek mineyn.

Gultilhe eni min / hava huyük

‘‘Hava huyük’’ Şimelithe cebel nabğa /çok böyük.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

‘‘Hava huyük’’şarkithe beliz.

Yaval Ahmet hubbak hub iblis

Eni ‘‘çok güzel’’ zed nefis.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

‘‘Hava huyük’’ ciblite / yağmacı.

Eni vegaan bil hub / derdi çok acı

Eni ruhut li tabip kalli hel / dert yoktur ilacı.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

‘‘Hava huyük’’ gurnithe ’‘tileyli’’ ve telle.

Huma yurabbun ‘‘bedenet’’ bele ille

Haci bozan beynethom varde u fille.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

‘‘Hava huyük’’ şimelithe ‘’gantara’’ u nabğa.

‘‘Muhtar Kemal’’ yivakki / izinnama bidun ‘‘damğa’’

Ahne itefegne han’sevi  /düğün bayırda bağda.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

Eni barakiye / bana güven.

Eteri ‘‘barak’’ melhom sıtku emen

Galitli fetül avan / geçti zaman.

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

***

Yaval cibtillik biberet galbil / guşkana.

Eni cey vadiç ray ale gurba

Galitli minte şeyib yavallom / ağlama

Aman yavallom aman eni aşgen / depemden çıkar duman

MUHAMMET KAHRAMAN  (ÇOBANBEY)

 

 

CÜLHA MAHMUT

Otuz beş oldu da şu benim yaşım

Anamdan oldum da belalı başım

Hanede tek kaldı Yasin gardaşım

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Lütfedin kaldırın beni hanama

Bir haber gönderin vatanıma yurduma

Benden selam edin gari anama

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Yükümü yükledim de gidip satmaya

Mühlet vermezler de dönüp atmaya

Benden selam edin bacım Fatma’ya

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Asil atım yokta binip harbe gitmeye

Bir daha gelmem de şu yalan dünyaya

Benden selam edin sefil Emine’ye

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Zalım askerler de pusmuş pusuya

Üleşimi sarmadılar feyzi hasıya

Benden selam edin Ali Mısıya

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Arkamda yüküm bütün alaca

Askerin elinde martin tabanca

Çangallı'dan geldi tahta salaca

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Aha giderim de akrabalar yeğenler

Acep tanır mı da beni görenler

Benden sonra acı haber verenler

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Noktanın önü tut ile söğüt

Söyledin arkadaşlar tutmadım öğüt

Mayında vurulmuş bir koç yiğit

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Ağ kâğıda kara yazı yazarlar

Hata çıkmış izimi gezerler

Sabah olur mezarımı kazarlar

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Yüce dağ başında açılır güller

Mezarım üstünde öter bülbüller

Vuruldum arkadaşlar söylemez diller

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Kalkım'dan yükledim denklerimi

Hata vardım da melül melül ağladım

İlk kurşunda ciğerimi dağladım

Üleşim dağlarda kaldın ağlarım

***

Vuruldum arkadaşlar atmıyor damar

Söküldü belimden alındı kemer

Ankara’da oturan Mustafa kemal

Zalim askerlere de vur emri verdi

HACİ HOCA (SANDI)

 

 

ARAP KÖYLERİNE

Gavureli'nden çıktım yönüm kıbleye

Az vakitte vardım Koca Mirze'ye

Vardım Taşdil'e ahbapları görmeye

Bedel (sonra) merhaba deyince karalar sarıldı

***

Mirze'nin muhtarına yolda rastladım

Buyurun bugün burada kalın dedi

Çok rica etti çare bulmadı

Duvalar deyi yola koyuldu.

***

Çatal'da şıhın evine vardım

Huri mislini ben orda gördüm

Şu mah yüzüne nazarlar sürdüm

Sefil bakışına beller kırıldı.

***

Dida dida’dir şu canın kaşı

Fikir ederek vardım Ağtaş'a

Buzluca da söyledim Ali gardaşa

Kuru yerlere yorganlar serildi.

***

Döşekleri serdiler gece

Soğuktan öldük ol gece

Demmel kırat (kene)yorganlarına güldük epeyce

Ali üstüne örtmez oldu açıkta yattı

***

Şıh nasır'a geldik şıhların olsun

Söberen, beş curun haraba kalsın

Mücedme, kanlı kuyu bunları bulsun

Orada bir kız geldi göründü.

***

Kör hüyük'e geldik sahibi kör olsun

Boğaz'da Hasan Musa şen şeref bulsun

Evinde duranlar hep bacım olsun

Söküldü azalar yaralar açıldı.

***

Behic'in muhtarının yüzü ekşi

Zannedersin evine yüz adam indi

Hatta bir cığara bile vermedi

O zaman karşıdan yumma göründü.

***

Sükkeri'ye muhtarı gör neyliyi

İskambil oynuyu, atebe söyliyi

Bu namusuz insanlar bütün beyleler

Mevval söyleyip eğlenir çalarlar.

***

Sıçan'a geldik tam bir haraba

Deme gendilere merhaba

Etrafında yummaları var heye heye

Hayvanlarımız yollara susuz sürüldü.

***

Meştel'in muhtarı adam görmemiş

Anasından oldu olalı yüzü gülmemiş

Yastık yerine çuvallara kesmik doldurmuş

Emir oldu yastıklar geldi dizildi.

***

Usejli muhtarı Bini Sait’imiş

Daha çoklarından akrüt’imiş

Çok kimseler sakalına tükürmüş

Bu rezillik kendine ihsan verilmiş.

***

Ağ veren dersen köylerin şahı

Umuayel köyünün yoktur ilahı

Katma köyüne yollar açıldı.

***

Katma'nın muhtarı vahiş bir hayvan

Muhteriç köyünde yoktur din iman

İkinci Muhteriç onlardan yaman

Cübel Kilep köyüne viren göründü.

***

Muayşire köyüne güneş doğmasın

Ayeli uşağı cennet görmesin

Yarabbi suratları hınzıra dönsün

Ali Araplardan tamam darıldı.

***

Ali ile çıktık yola gülerek

Beraat muhtarı değmez bir Frenk

Çocuklar zincir oğurlamış (çalmış) diyerek

Emir olundu çuvallarımız gezildi.

***

Oradan yolumuz Cideyde'yi aştı

Muhtarı bizi görünce odadan kaçtı

Çocuklar aç susuz yollara düştü

Âlinin acından boynu buruldu.

***

Erbaa'nın muhtarı daima yılışır

Kahve kaşığı ile sırtını kaşır

Erkek tazı kimi daim gerneşir

O gün merkepler dışarıda kaldı.

***

Erbanın muhtarı insandan yırak

Odasını saydım yüz otuz direk

Bir kısım insanlara adam olmaya çok ekmek gerek

Gelen Arap etrafına kuruldu.

***

Kepirce köyünde şeytanlar durmaz

Elbi Hattap şendiğinin yüzleri gülmez

Kara'nın şendiği (Erkeği) sigara bulmaz

Hani sigara diyerek kutu boşaldı.

***

Hele birde görelim Harapta Şehebi

Hacı Ali cesimin tebati edebi

Bir parmağı değer bütün insanı

Merkez döşeklerinde rahat olundu.

***

Tellal Hadır’a geldik bir nemrut köyü

Şeş’et köyünün nebet huyu

Şıh Hamed'in kızları dikiş dikiyi

Kızlarını methetti beni kandırdı.

***

Zongur'un Şendiğ'in huyun bilmedim

Müşerrem köyünde adam görmedim

Elbirel köyünde namaz kılmadım

İbrik yok deyi tekbir alındı.

***

Geriden geldik Şendikler (Erkekler) kalktı

Kaşıktan çorba sofraya aktı

Ahmet ağa durup yüzüme baktı

Nerelisin deyi köyümü sordu

***

Gâvurelli'yim diye cevabın verdim

Kurdele harmanında bir güzel gördüm

Aslın ney deyi aslımı sordu

Hamdünüm deyi cevabın verdim.

HAMO HASAN (TAŞ KAPI)

 

 

BATAKLIKTAN KURTULUŞ

Yeniden başladı zeyfi siyaset

Maziye bak geleceğe kıyaset

Vermezler bizlere kürsü riyaset

Aramızda ekmek hubuz farkı var

***

İlimize bakar menzil vermzler

Dilimize uyup cüppe giymezler

Bahçemize girip konca dermezler

Aramızda ekmek hubuz farkı var

***

Bizim yardımları işkâl sayarlar

Ak elleri siyahlara boyarlar

Dört asır kardeşliği firak sayarlar

Aramızda ekmek hubuz farkı var

***

Öldürürler cenazeye yürürler

Şeyh islama papaz kaftan bürürler

Düşen yiğidi yerde sürürler

Aramızda ekmek hubuz farkı var

***

İlkbaharda koptu büyük fırtına

Bir fellah yaslanmış arap atına

Haykırırlar gökler katına

Aramızda ekmek hubuz farkı var

***

Birkaç ay geçmeden kavga başladı

Kürsünün ateşi yürek haşladı

Birlikçiler birbirini taşladı

Aramızda ekmek hubuz farkı var

***

Şamın sokakları kanla süslendi

Birlikçi yerine firkat üslendi

Düşmana çekilen süngü paslandı

Aramızda ekmek hubuz farkı var

AHMET HAMDİ (MEMİLİ)

 

 

HAYAT SÜRGÜNLÜĞÜ

Deli gönül, seni yine azdırdı

Bir kesavet acı dolu şu dünya

Seyyah oldun il gurbet gezdirdi

Bir nedamet keder dolu şu dünya

***

İl il gezdin soylu soysuz dolaştın

Bin bir gece hep felekle uğraştın

Dağ demedin taş demedin ulaştın

Yürekten dağlayan köz ateş dünya

***

Yedinci baharda ben gurbet gördüm

Ana baba şefkati nedir bilmedim

Halep illerinde gül diken derdim

Bostanım dikeni çalısı dünya

***

İlim irfan derken ben Bap’a gittim

Orada da azdı gariban derdim

Yoksunluk içinde ben neler gördüm

Hep yaşam uğruna kalleş dünya

***

Bumbuç’tu bu sefer benim konağım

Bedevi çerkez’idi bu son durağım

Nere gitsem hep beyazdı sancağım

Karanlık yılların rehberi dünya

AHMET HAMDİ (MEMİLİ)

 

 

KÖSE HASAN

Zeki paşa emir eylemiş

Haci kâtip olmasını

Harmanları takdir edin

Yazın bize künyesini

***

Bindik sekizler’e vardık

Durmadık kalkım’a sürdük

Harmanları taktie ettik

Gördük iyi fenasını

***

Köse hasan aldı mehman

Nan nimeti firadan

Mevla daim etsin ihsan

Memur etsin ğinasını

***

Mahdumu da deve Muhammet

Daima işi sehavet

Dünyada kalsın bir hayat

Bin yaşatsın dönesini

***

Kara şıhlı hanedanı

Çok idi kahvesi nanı

Hak taala etsin gani

Zaman kızın anasını

***

Haci gördünmü gelini

Hak cömert etmiş elini

Koklasın cenet gülünü

Soldurmasın kınasını

HACİ HOCA (SANDI)

 

 

SOYUM SOPUM

Elim yurdum Çobanbey eli

Aşiret Soyum da Elbeyli

Babam Kalkım anam Beylerbeyli

Soyum sopum oğuzdur benim

***

Azzo (İzzet) kocadır atam dedem

Zebo (Zeynep) garidir nenem ebem

Muhammet ile Hasan edem

Edem, (Ağabey)Dedem oğuzdur benim

***

Yetirip büyütüp baktığım

Meyve vermiş Yengice bağım

Oğuzhan’dır oğlum uşağım

Oğlum yavrum oğuzdur benim

***

Adil Şan’ım Türkmen oğluyum

Türkoğlu Türk oğuz soyluyum

Sözüm mertçe deli doluyum

Özüm sözüm oğuzdur benim

ADİL ŞAN

 

 

HÖLLÜK MAHALLESİ

Yörep Yokuş sokakları vardı

Uşaklar “güllü” oynar koşardı

Yolu bostan Paşa’dan aşardı

Yörepli yokuşlu Höllük Mahallesi

***

Derme çatma “Düvenleri” dardı

Ustalar terlik çarık yapardı

Bol Rızklı Bereket saçardı

Kunduracı bizim Höllük Mahallesi

***

Düğünde âşıklar saz çalardı

Gelin kızları kına yakardı

Genci yaşlısı “hosar” oynardı

Düğünlü dernekli Höllük Mahallesi

***

Bağrı Yanık’tır bir diğer adı

Kalmadı şimdi tuzuyla tadı

O güzel günler mazide kaldı

Hüzünlü kederli Höllük Mahallesi

***

Yıkıldı evler bombalar yağdı

Sokaklar kızıl kana boyandı

Ağladı analar bağrımız yandı

Yıkılmış yakılmış Höllük Mahallesi

***

Adil Şan’ım Höllükte yaşardı

Geleceğe umutla bakardı

Memleket için sinem coşardı

Tükendi umudu Höllük Mahallesi

ADİL ŞAN (KALKIM)

 

 

GARİP GARİP

Halım bildirem dostlarım size

Çıkar kitabını yaz garip garip

Gözün ucuyla bak şu öksüze

Doldurmuş gözünü yaş garip garip

***

Çalışır gömleksiz teri akarak

Korkunun yüzünden hemen kaçarak

Yerler emeğini gözün bakarak

Doldurmuş gözünü yaş garip garip

***

Bükmüş boynunu eli başında

Kat kat olmuş kir, laska döşünde

Yokluk tüm gücüyle işte peşinde

Düşünür halini bak garip garip

***

Abu koç ben öksüzü anarken

İçerim ateşle hızla yanarken

Akan gözyaşlarım diner sanarken

Tükendi umudum tez garip garip

MAHMUT GOCO (ŞAVU)

 

 

GÖNÜL BAĞI

Şanlıurfa, Kahraman Maraş’ı

Verdiler vatan, millet savaşı

Antepli Şahin çeteler başı

Alevi Sünni kızıl başı

***

Kürt’ü, Türkü, gönüller yoldaşı

Arnavut, Çerkez, Roman Dadaş’ı

Hepimizde Türk İslam dindaşı

Alevi Sünni kızıl başı

***

Çanakkale de seyit onbaşı

Düşmana topla verdi telaşı

Önderdir bize istiklal marşı

Alevi Sünni kızıl başı

***

Bölüştük yıllardır ekmek aşı

Aşk ile olduk gönül sırdaşı

Kucaklaşın ey bacı, gardaşı

Alevi Sünni kızıl başı

***

Adil ŞAN, yurdun toprağı taşı

Akar millet için gözüm yaşı

Gerekse verir vatana başı

Alevi Sünni kızıl başı

ADİL ŞAN

 

 

HARDA KALDI

Mayıs, Sıcağında yolma yolardık

Samanı sapı “garbide” toplardık

Arpa buğdayı “fellehe” satardık

“Harda” kaldı senin harmanın TÜRKMENELİ.

***

Akşamleyin “sekide” damda yatardık

Bostan beklerken de çardak gurardık

Suyu guyudan çatıynan daşırdık

“Harda” kaldı senin suların TÜRKMENELİ.

***

Hedik, bulgur hallede gaynatırdık

Üzüm bekmeze “sütleğen” gatardık

Bayır, Bucağa seyrana çıkardık

“Harda” kaldı senin Bayırın TÜRKMENELİ.

***

Davar sürüyü çobana salardık

Ekinde firezde koyun sağardık

Sütünü de Pendir, yoğurt çalardık

“Harda” kaldı senin kuzuların TÜRKMENELİ.

***

Adil Şan, harmanda düğün yapardık

Halayda tütsü yüzerlik yakardık

Leylim, havşe'yi ne güzel oynardık

“Harda” kaldı senin düğünün TÜRKMENELİ.

ADİL ŞAN

 

 

CORLARIMIZ

Bir örnek versem atasözlerimizden

Beleşçiye ekmek elden su gölden

Tok olan da ne bilir acın halinden

Bizim orada böyle deyim, “Cor” vardır

***

Aptazsız hocaya namaz mı dayanır

Gülü Seven de dikenine gatlanır

Yavuz hırsız ev sahibini bastırır

Bizim orada böyle deyim, “Cor” vardır

***

Aptal ata binmiş gendini ağa sanmış

Deli söylemiş de akıllı inanmış

Baktın ki bir iş hemen oradan sıvış

Bizim orada böyle deyim, “Cor” vardır

***

Düğüne giden oynar ölüye giden ağlar

Gurkun cücüğünü de güzün sayarlar

Cor coru açar söylesem rahatın kaçar

Bizim orada böyle deyim, “Cor” vardır

***

Gaz gelecek yerden tavuk esirgenmez

Gök gürlemezse kul Allah Allah demez

Delinin ipiyle kuyuya inilmez

Bizim orada böyle deyim, “Cor” vardır

***

Adil Şan’ım gendi düşen ağlamaz

Bir de derler düşenin dostu olmaz

Yalan Dünya Sultan Süleyman’a kalmaz.

Bizim orada böyle deyim, “Cor” vardır

Adil ŞAN

 

 

 

 

Şiirler

                Suriye Türkmenleri edebi geleneği daha önce yaşamış şairlerin eserleriyle oluşmuştur. Bir toplumda kuşaktan kuşağa iletilen kültürel değerlere, alışkanlıklara, bilgi, töre ve davranışlara gelenek denir. Düğün geleneği, mevlit geleneği, bayram geleneği gibi.Geleneği oluşturan şairler arasında şiir ve destan anlayışı bakımından ilişki vardır. Halk ve aydınlar, tarihi akış içerisinde kendi dilleriyle kendi şiir geleneklerini oluşturmuşlardır. Türkmenlerin Rakka çöllerine iskân, göç ve savaşlarını, şiir ve ağıtlarla günümüze taşımıştır. Koca Türkmen şairi Dedemoğlu'nun şiirleri geçmişte yaşanan iskân, göç ve acı olayları şu kelimelerle günümüze aktarmıştır.

Çıktık Horasan’dan sökün eyledik

Düşürdüler bizi tozlu yollara

Omuzlarda parlar uzun şilfleler

Aşırdılar bizi karlı dağlara

***

Bölük, bölük oldu yüklendi göçler

Atlandı ihtiyarlar, yayandı gençler

Başımıza geldi gördüğüm düşler

Düşürdüler bizi gurbet ellere

***

Gehi konduk, gehi göçtük yollardan

Gelip bilmediğim garip ellerden

Kerbela çölünden ıssız dağlardan

Bizden sonra bir nam kalsın illere

***

Oradan geçirdi sürdü Culab’a

Seksen dört bin evdir gelmez hesaba

Deve koyun çok insan kalaba

Susuz hayvanlar inileşir göllere

***

Dedemoğlu der ki aşkın bağından

Aşırdılar bizi Yozgat dağından

Anadolu Sivas şehri sağından

Bu zamanda destan olsun dillere”

DEDEMOĞLU

 

 

ABBAS PAŞA

“Evvel gelişimiz iskân olanda

Dağıttın Culab’ı sen Abbas paşa

Aşiretsiz bakın böyle zamana

Dağıttın Culab’ı sen Abbas paşa

***

Haydarlı Çelebi çıksın bir yana

Araplı, Kadirli döndü aslana

Dört çevremiz döndü kara dumana

Dağıttın Culab’ı sen Abbas paşa

***

Güneşli Ulaşlı Fırada insin

Bayındırlı, Kazlı arkada dursun

Torun'la Şarkevi hazırlık görsün

Dağıttın Culab’ı sen Abbas paşa

***

Mehmet Bey’im der ki belim büküldü

Gözüm yaşı sinelere döküldü

Dağıldı aşiretim bendim söküldü

Dağıttın Culab’ı sen Abbas paşa

DEDEMOĞLU

 

 

TÜRKMENLER

Dedem Oğuzhan içmiş kurdun sütünü

Bütün dünya bilir Türkmenlerin fiilini

Küffarlar elinden kurtardılar İslam dinini

Ehli Salip’le harp eden Türkmenler değil mi?

***

Altay dağlarında şehitlerimizin kanı döküldü

Türkmen’in korkusundan kocaman Çin'in beli büküldü

Sorun Çin'in etrafına duvar niye çekildi

Oda Türkmenlerin elinden değil mi?

***

Biz Türkmeniz tarihte var şanımız

Dünyanın dört köşesinde dökülmüş kanımız

Alpaslan’dan Muhammet Fatih'ten başka var aslanımız

Yavuz Selim de Türkmen değil mi?

***

Hani Alparslan Malazgirt’in kurdu?

Onbeş bin Türkmenle üç yüz bin Rumu kırdı

Son darbeyi Rumlara Muhammet Fatih vurdu

İstanbul’u fetheden Türkmenler değil mi?

***

Hani Sultan Selim hani Gazi Çelebi?

Fethettiler Mısır’ı, Şam’ı, Halep’i

"Yaşasın El Osman!" dedi Kürdü, Arap’ı.

Mısır’ı, Suriye’yi fetheden Türkmenler değil mi?

ALİ SÜLO ( ÇOBANBEY )

 

 

FİRUZ BEY

İskânın beyi de gazaba geldi

Hey dedi dünyayı üstüne derdi

Günde binini de cellata verdi

Kendirde urganda ölenden özge

***

Günde bin davarı kurban kestirir

Bin kazana kabaklama bastırır

Günde bin atlıya iftar kestirir

Yolcudan, yolaktan gelenden özge

***

Bin iç ağası var, bin de çuhadar

Hesap yetmez Levendine ne kadar?

Günde bin altını masıraf eder

Kuruştan, timinden, paradan özge

***

Günde bin küheylan atı çullanır

Bin seyisi, bin sakkası sallanır

Bin halayık, bin harime fırlanır

Aşkına düşüp de ölenden özge

***

Kul Sadün da derki ne bunun işi?

Arap’ta, âlemde bulunmaz eşi

Sahavet ehlidir daim bu kişi

Emsal kabul etmez şahı kümbetten özge.

DEDEMOĞLU

 

 

ELBEYLİ OĞLU

Beylik dediğin de bir koca çınar

Gölgesine nice atlılar konar

Yükseğinden alıcı kuşlar döner

Nedir boranın kışın Gökçedağı

***

Elbeyli Oğlu da geldi fermanım

Yazıda yabanda kaldı harmanım

Yücesine çıkmaya da yoktur dermanım

Nedir boranın kışın Gökçedağı

***

Bummuc’un kapıları da altın tokmaklı

Kimseler yaptırmamış da felek yıkalı

Bummuc’un kızları altın çuhalı

Yaşadığım o şaşaalı günler nicoldu.

***

Elbeylioğlu yavuz ata binerdi

Başucunda alıcı kuşlar dönerdi

Ha babam deyince de beş yüz atlı konardı

Yaşadığım o şaşaalı günler nicoldu

ANONiM

 

 

ÇOBABNEY SEVDAM

Çiğdem çiçekleri açar dağlarda.

Salkım salkım üzümleri bağlarda

Türkmen’e yurt olmuş bütün çağlarda

Bir başkadır benim Çobanbey sevdam.

***

İçimde yatar Çobanbey sevdası.

Düğünlerde “havşe” Türkmen ovası

Dillerde türküler barak havası.

Bir başkadır benim Çobanbey sevdam.

***

Yiğitler dolaşır her bir yanında.

Davar güderdik toyran yolunda.

Asalet akar Türkmen kanında.

Bir başkadır benim Çobanbey sevdam.

***

Uşakları akşam“gelin gok” oynardı.

Nacar Zeki dayım “cercer” döverdi.

Hatice gari “çullukları” güderdi.

Bir başkadır benim Çobanbey sevdam.

***

Can verilirdi Türkmeneli uğruna.

Yolmaya giderdik Mayın boyuna.

Şıhanlı alo adanmıştı Allah yoluna

Bir başkadır benim Çobanbey sevdam.

***

Adil Şan’dan Çobanbey’i sorarsan

Ali Silo, Keş Ahmet, muhtar hallo’dan.

Daşlık, okuf yolu, büyük oktan

Bir başkadır benim Çobanbey sevdam.

ADİL ŞAN (KALKIM)

 

 

İHTİYAR

Kocadım gardaşlık belim büküldü

Kırıldı kemendim zırhım söküldü

Ömür sarayından bir yar yıkıldı

Sen onun taşını koya bilin mi?

***

Elli gündür altmış gündür yüz gündür

Al yanakta Habeş benler düzgündür

Sen elleme benim yaram azgındır

Sen yarama merhem olabilin mi?

***

Hüsün Ağa derki hani sazlarım

Kimim kimsem yok ki çeke nazlarım

Ağlasana kör olası gözlerim

Bir daha dünyaya gelebilin mi?

MUHAMMET KAHRAMAN (ÇOBANBEY)

 

 

KALKIM'A ÖZLEM

Arap aziz'de akan Sacır kimisin

Kersenli'de esen rüzgâr kimisin

Sekizler'den bakınçı altın kimisin

Daşından bellidir dağların Kalkım

***

Gara kuyu insana şifa veriyi

İçli çöreği cana can katıyı

Happa bacı bağda sergi açıyı

Hünnüsünden bellidir bağların Kalkım.

***

Tarlasında yolma yolar kızları

Curunda ötüşür ördekle kazları

Ne hoş olur akşamlın yazları

Telinden bellidir sazların Kalkım

***

Adil şan köyüyle gurur duyuyu

Muhammet ağa oda da kahve döviyi

Haci Ahmet camıda ezen okuyu

Hırkasından bellidir ağaların Kalkım

***

Son olarak hemşerilerime sözüm şudur

Türkmen maktan duyarız gurur

Adil şan seni hep över durur

Övülmenden bellidir sözlerin Kalkım

ADİL ŞAN (KALKIM)

 

 

ASKERİM KIZLAR

Üç kız oturmuş süpürge bağlıyı

Giden yolcuları yoldan eyleyi

Kalbim ağlıy gönlüm seviniyi

İnanın sözüme bekârım kızlar

Bende Edirne de askerim kızlar.

***

Kara kızın koynunda eğleneyim

Sarı kızın saçına bağlanayım

Üç güzelin biriyle evleneyim

İnanın sözüme bekârım kızlar

Bende Edirne de askerim kızlar.

***

Atiye alma atiyi

Sahurda uyandım şafak atiyi

Kız seni gördükçe ömrüm artıyı

İnanın sözüme bekârım kızlar

Bende Edirne de askerim kızlar.

HAMO HASAN (TAŞ KAPI)

 

 

GÜZEL

Doğru söylesem eller kınıyı

Eğriyi söylesem yürek yanıyı

Dünya her sene bir devir dönüyi

Bahtı kara gelen yıllar ağlasın

***

Suları çağlamaz otları bitmez

Koyunlar meleşir yabana gitmez

Bahçeler kurumuş bülbüller ötmez

Dalından ayrılan güller ağlasın

***

Bozaymış bam ilanlar kalmış şuralar

Boydan boya ıssız kalmış buralar

Hep kırılmış kalmış petekte narlar

Topraktan dökülen ballar ağlasın.

HAMO HASAN (TAŞ KAPI)

 

 

FELEK

Ne yaptım ne ettim ben sana bilmem

Eyledin halimi perişan felek

Aradım da düştüm senin izine

Yorulur izine yarışan felek

***

Derede depede dağda gezerdim

Uçan kuşlardan da hile sezerdim

Karanlık gecede yazı yazardım

O zaman gözlerim ürüşan felek

***

Mevla-yı Zülcelâl hepsinin başı

Kendi emri ile tutar her işi

Sana bühtan eder bilmeyen kişi

Cahildir işine karışan felek

***

Ali Hoca derki bahtım siyahî

Kör oldu gözlerim emr-i ilâhi

Giydirirsin bana beyaz külahı

Kefeni cismime sarışan felek

ALİ HOCA (KALKIM )

 

 

KARACAOĞLAN

Kara deyi bana gülme

Mevla’m yaratmış hor görme

Ela göze siyah sürme

Çekenler kara değil mi?

***

Yükü yemende tutulur

İner Bağdat’ta satılır

Türlü taama katılır

Biber de kara değil mi?

***

Bu Şiire Ali Hoca'nın eklemesi

Malını sarf etme yazık

Tütünü yok keyfi bozuk

Beyaz cıgara siyah emzik

İçenler kara değil mi?

***

Hav'şumuz (avlumuz) taşlı kayalı

Gözümden gitmez hayâlı

Ali Hoca'nın ayeli (hanımı)

Zemo'da kara değilmi?

ALİ HOCA (KALKIM )

 

 

TÜRK ASKERİ

Bu sözü sıdk ile diyorum vallah

Dinimiz İslam’dır amentü billâh

Ayetle yazılı fermanımız var

***

Çok nam kazanır bu yolu tutanlar

Kahraman ünlü hem zabitanlar

Yunan harbinde şehit yatanlar

Düşmandan intikam bil ki canımız var

***

Vatan kalbin konca gülü

Bu vatan Türkün malı

Bu vatana yan bakanlar deli

Pençesi kuvvetli aslanımız var

***

İşte budur Türk oğlunun sözü

Elinde mavzeri alnında yazı

Ölürsek şehit öldürürsek gazi

İnayet Allahtan fermanımız var

***

Bende asker oldum Trakya’da

Yeryüzü doldu topçu piyade

Yeryüzünde şerefimiz ziyade

Ne kadar şerefli vatanımız var

***

Bende asker oldum ayrıyım elimden

Vatanım silahım düşmez elimden

Kahraman Türküm korkmam ölümden

Şehit sancağında mezarımız var

***

Ayrı gayrı değil alıyız

Al bayraklı alıyız

Hepimiz bir selbinin dalıyız

Çelik kollu arkadaşlarımız var

***

Ben bir şey diyemem Erdoğan’a

Kınalı beşikler kalmaz köşede

Cumhuriyet gerek asker yaşata

Kahraman Tayyip başkanımız var

HAMO HASAN (TAŞ KAPI )

 

 

KERSENLİ’NİN VARVARI

Oda yok ki oturasın orada

Evlisi ergeni hep bir sırada

Söyleyen yok dinleyen yok arada

Kersenli'nin varvarından osandım

***

Gom Bekir de at üstüne kurulur

Ali Ağa gelir her sualden sorulur

Hüseyin Ağa gelir Firavun kimi darılır

Kersenli'nin varvarından osandım.

ALİ HOCA AHMET (KALKIM)

 

 

AYRAN ÇORBASI

Öve öve geldik buraya

Dış kapıda rast geldik şoraya

Başımızı alak gidek nereye

Aman Allah bu şorbanın elinden

***

Kazıkta asılı ayran torbası

Müşkül oldu bulgur aşın görmesi

Ömrümüzü aldı ayran şorbası

Aman Allah bu şorbanın elinden

***

Şorbayı dersen de olur dövmeden

Ayaller yere düşürmez övmeden

Sefil Âlinin dili yorulur sövmeden

Aman Allah bu şorbanın elinden

ALİ HOCA ( KALKIM )

 

 

BEYDİLLİ

Böyle kara güne koç yiğit gerek

İmdatçı salsam Şarkevi yırak

Beydilli'yi dersen hep çatal yürek

Rişvan'ın belini büktü Beydilli.

***

Bedir Oğlu'nun çadırı keçi kılından

Can Polat kılıcın inmez belinden

Bütün insan kan ağlıyor elinden

Rişvanın belini büktü Beydilli.

ALİ SÜLO ( ÇOBANBEY )

 

Bu sitede yayınlanan her türlü bilgi , belge vb. materyallerin her türlü yayın hakkı saklıdır. Suriye Türkmenleri kültür ve sanat sitesi  yönetiminden izin alınmadan kullanılamaz. Aksi takdirde 5846 sayılı fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında yasaktır

 Kuruluş 2015

bottom of page